Gelişen teknolojiyle birlikte otomotiv sektöründe de her geçen gün bir yenilik karşımıza çıkıyor. Bu yeniliklerin öncelikli amacı otomobil kullanıcıları için çok daha konforlu, güvenli ve aynı zamanda cazip araçlar yaratmak ve tabii ki daha düşük maliyetli fırsatlar sunmak. Bilhassa son yıllarda otomobil üretiminde verimlilik kadar çevreci bilinç de oldukça etkili. Bu sayede hem çevreye duyarlı hem de kullanıcısı için daha az masraflı seçeneklerin sayısı giderek artıyor.
Söz konusu çevrecilik konsepti olduğunda sadece motorlar akla gelmesin. Üreticiler otomobile uyarlanan yardımcı ekipmanlar sayesinde de çevreci özellikleri geliştirmeyi hedefliyor. Bunun en iyi örneği ise son yıllarda daha da yaygın hale gelen elektrik kontrollü direksiyon sistemleri. Hem daha hafif hem de motordan daha az güç çekerek yakıt tasarrufu sağlayan bu donanımlar giderek popülerleşiyor. Kullanıcısına daha düşük bakım maliyeti imkanı da sunan elektrik kontrollü direksiyon sistemini gelin birlikte tanıyalım.
Elektrik kontrollü direksiyon sistemi nedir?
Elektrik kontrollü direksiyon sistemiyle aslında sürücünün direksiyonu döndürme kuvvetine ek olarak elektrik motorunun direksiyon milinin sahip olduğu döndürme kuvvetini, yani torku artırdığı bir sistemden bahsediyoruz. Peki elektrik kontrollü direksiyon sistemi nasıl çalışır? Şöyle özetleyelim:
- Sürücü tarafından direksiyonun döndürülmesiyle direksiyon mili döner.
- Bununla beraber direksiyon miline bağlı olan bir elektrik motoru da çalışır ve direksiyon milinin dönme kuvvetini artırır.
- Bu sayede de direksiyon kuvveti desteklenmiş olur.
Hem yakıt tüketimi az hem de hıza duyarlı bu sistem sayesinde direksiyon, döndürmenin zor olduğu veya döndürme miktarının en fazla olduğu, yani en çok desteğe ihtiyaç duyulan anlarda daha yumuşak bir şekilde döndürülebilir hale gelir. Dahası yüksek hızlara çıkıldığında direksiyon döndürme kuvvetini sertleştirerek sürücüsüne konfor sağlar.
Elektrik kontrollü direksiyon sisteminin çalışmasında etkili iki temel sensör var: bunlardan ilki direksiyon tork sensörü. Bu sensör sayesinde sürücü tarafından direksiyona uygulanan kuvvet ölçülerek direksiyonun ne yöne çevrildiği algılanıyor. Direksiyon kumanda ünitesine gönderilen bu bilgi ile direksiyonun burulma mili üzerinden bir hesaplama yapılıyor ve gerekli kuvvet sağlanıyor. Direksiyon konum sensörü ise direksiyonun o anki konumunu ve döndürülme açısını hesaplıyor. Tüm bunlar aracınızı kullanırken size destek olan, aynı zamanda daha az efor sarf ederek daha keyifli bir sürüş deneyimi yaşamanıza olanak sağlayan bir sistemin parçaları olarak öne çıkıyor.
Elektrik kontrollü direksiyon mu hidrolik direksiyon mu?
Son dönemde elektrik kontrollü direksiyonların daha çok rağbet görmeye başladığı aşikar. Ancak yine de elektrik kontrollü direksiyon sisteminin hidrolik direksiyon ile farkı nedir konusunu ayrı bir başlık altında incelemekte fayda var. Bu ikisinin birbirinden ayrıldıkları noktaları gelin birlikte inceleyelim:
- Elektrik kontrollü direksiyon sistemi daha az parçadan oluşuyor; yani daha kompakt ve basit bir tasarıma sahip. Bu sayede de araç içinde daha az yer kaplıyor.
- Hidrolik direksiyondaki hidrolik basınç ve bu basıncın üretildiği pompa, elektrik kontrollü direksiyon sisteminde bulunmuyor. Hidrolik direksiyondaki pompa, hareketini motordan aldığı için motora ekstra yük bindirerek daha çok yakıt tüketimine sebep oluyor.
- Elektrikli direksiyon sadece direksiyon döndüğünde elektrik enerjisi harcıyor. Ancak hidrolik direksiyon sisteminde hidrolik pompa direksiyon döndürülmese dahi çalışmayı sürdürüyor. Bu da yakıt tüketimini artıran bir diğer etmen.
- Araç durduğunda ya da park manevraları sırasında ihtiyaç duyulan kuvveti elektrikli direksiyonun sağlaması hidrolik direksiyona göre daha hızlı ve kolay oluyor.
Tüm bu özellikleriyle elektrik kontrollü direksiyon sisteminin aslında çok daha konforlu, pratik ve güvenli bir sürüş deneyimi sağladığını söylemek mümkün. Zaten giderek daha fazla tercih edilir olması da bu yüzden…
